SOMA’da Batan Güneş

soma faciasıSoma’dan Batan Güneş

Güneş tepede, rüzgar arkadan esiyor. İşler tıkırında. İniyor yer altının efendileri güneşin inadına, zifiri karanlıkta ,yerin yedi kat altına. İşte yine bir filmin hüzünlü sonu. Kayıplar , cesetler, ağıt ve keder. Az önce arkadan esen rüzgar şimdi yine serseri yine başına buyruk yine umursamaz. Zaten güneş hep tepede kalamazdı ya, ya rüzgar hep arkadan esebilir miydi? Peki bir madencinin çocuğu babasının ölümüyle nişanlanabilir miydi? Bu denli sıradanlaşabilir miydi babasının ölümü? Yer altının efendilerinin gidişini kim bu kadar sıradanlaştırmış olabilir di ki. Vicdanımızı tatmin edebilmek için hangi tumturaklı sözleri söylesek, face’de hangi ilginç yorumu paylaşsak, öyle bir tweet atılmalı ki şok etkisi yaratmalı, zaten canı veren Allah değil miydi? E alan da Allah olduğuna göre işte bulduk teselliyi. Birkaç gün yasak savılacak elbette. Sorumlular, alınamayan önlemler, belki de yargılamalar. Bakanlar, bakmayanlar, ocağına ateş düşüp kahrolanlar. Kim bu kadar sıradanlaştırmış olabilir di ki insanın ölümünü. Kim bu kötülüğü yaptı yer altının efendilerine. Bir çığlık duyuyor musunuz yerin yedi kat altından? Yukarıdakiler ! Duyuyor musunuz sesimizi? Biz yer altının efendileriyiz. Yerin yedi kat altından sesleniyoruz. Cesetlerimiz üzerinden ne vicdanlarınızı tatmin edin ne birbirinizi terbiye edin ne de kirli paralarınızla ailelerimizden kanlarımızı satın alın. Biz son olalım istiyoruz. Duyuyorsunuz değil mi sesimizi? İnsan ölümünü sıradanlaştırmayın.

Yorum yapın