Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıldaki genel durumu, Osmanlı Devleti 19. yüzyıl ıslahatları, 19 yüzyıl Osmanlı Devleti Islahatlarının genel özellikleri ve etkisi. 19. Yüzyıl Osmanlı Islahatları ile ilgili KPSS’de çıkmış sorular. Osmanlı Devleti XIX. yüzyıl ıslahatları ve özellikleri.
XIX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NİNGENEL DURUMU
> Bu yüzyılda Osmanlı Devleti, parçalanma ve çöküş sürecini yaşamıştır. Mevcut durumunu koruma ve toprak kayıplarını önleme düşüncesiyle Avrupalı büyük devletler arasında denge politikası izlemiştir. Yüzyıl başında, Rusya’ya karşı İngiltere ve Fransa’nın desteğini alırken, yüzyıl sonlarında ise İngiltere, Fransa ve Rusya’ya karşı kalkındırma ve yardım görünümü altında kendisine yaklaşan Almanya ile birlikte hareket etmiştir.
Osmanlı Devleti bu yüzyılda, Fransız İhtilali sonrasında yayılan milliyetçilik akımından olumsuz yönde en fazla etkilenen imparatorluk olmuştur. Özellikle Balkan ulusları Osmanlı’ya karşı isyan edip imparatorluktan kopmaya başlamışlardır. Osmanlı Devleti, imparatorluğun bütünlüğünü korumak düşüncesiyle 1839’da TanzimatFermanı m. 1856’da Islahat Fermanını ilan etmiş, 1876’da da Kanun-u Esasi yi kabul ederek, meşruti yönetime geçmiş; fakat dağılmayı durduramamıştır. Osmanlı Devleti bu yüzyılda, devlet yapısını çağdaşlaştırma düşüncesiyle, Batılı tarzda ıslahat hareketlerine hız vermiştir (eğitim, öğretim, askerlik, yönetim ve hukuk alanlarında).
Bu yüzyılda Osmanlı toplumu içerisinde bir kültür çatışması yaşanıyordu (medreseler ve batılı eğitim kurumları nedeniyle). Ayrıca Tanzimat Dönemi’nde de yabancı okulların açılması farklı kültürel yapılara sahip nesillerin yetişmesine neden olmuştur. Askeri alanda yapılan ıslahat hareketlerinin en önemlisi, 1826’da gerçekleşen Vaka-i Hayriye’dir. Bu olayla Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır. Yerine Batılı tarzda eğitim yapan Asakir-i Mansure-i Muhammediye Ordusu kurulmuştur.
NOT: Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması, padişahı devlet yönetiminde ve ıslahatları yapma konusunda daha etkili hale getirmişse de askeri alandaki ıslahatlar, savaşlardaki yenilgileri durduramamıştır.
Osmanlı ekonomisi bu yüzyılda daha da kötü bir duruma düşmüştür. Osmanlı, bu yüzyılda Batı’da meydana gelen Sanayi İnkılâbı’nı takip edemediği gibi, Batılı devletlere verdiği geniş ticari imtiyazlarla (Kapitülasyonlar), Avrupa’dan Osmanlı ülkesine sanayi ürünleri girişini de hızlandırmıştır. Dışarıdan bol ve ucuz mal girişi loncaları zor durumda bırakmıştır. Fabrikalarla rekabet edemeyen loncalar dağılmıştır. Alınan borçlar geri ödenemeyince Batılı büyük devletler, alacaklarını tahsil etmek için 1881’de Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar) idaresini kurarak Osmanlı’nın gelir kaynaklarına el koymuşlardır. Osmanlı Devleti’nin bu çöküş sürecini durdurabilmek için bir kısım Osmanlı aydınları ve devlet adamları bazı görüşleri
(fikir akımları) ortaya atmışlardır.
■ Osmanlı Devleti’ni Çöküşten KurtarmakAmacıyla Ortaya Atılan Fikir Akımları
1. Osmanlıcılık:
^ Bu görüş, Genç Osmanlılar (Jön Türkler)tarafından ortaya atılmıştır (Mithat Paşa, Ziya Paşa, Namık Kemal, Hüseyin Avni Paşa ve Ali Suavi).
^ İmparatorluk sınırları içerisinde yaşayan herkesi din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın kanun önünde eşit görmeyi amaçlıyordu.
^ Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Kanun-i Esasi ve I. Meşrutiyet in ilanı bu fikir esasları içinde gerçekleştirildi.
^ Bu görüşü savunanlar, devletin kurtuluşunu meşruti yönetime geçmekte görüyorlardı.
I. Meşrutiyet’in ilanıyla bu durum gerçekleşmiş ve herkese temsil hakkı tanınmıştır.
^ Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan her milletin temsilcilerinden oluşan Mebusan Meclisi açılmıştır.
NOT: Osmanlı’daki bu meclis, oluşumu itibariyle (çok uluslu) dünya demokrasilerinde ilktir.
^ 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı (93 Harbi) ile Balkan Savaşları bu fikir akımının başarılı olamayacağını ortaya koymuştur; çünkü bu savaşlar sonucunda bazı azınlıklar Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsız olmuşlardır.
NOT: Osmanlıcılık fikrine en büyük darbe, milliyetçilik akımından gelmiştir. Balkan uluslarının Osmanlı Devleti’nden ayrılması, bu görüşün gerçekçi temeller üzerine dayanmadığını göstermiştir.
2. İslamcılık (Ümmetçilik):
^ Osmanlıcılık fikrinin etkisini kaybetmesinden sonra, II. Abdülhamit ve taraftarlarınca ortaya atılmıştır. İstibdat Döneminde geçerli olmuştur.
^ Bu fikir akımının savunucuları arasında Mehmet Akif, İskilipli Mehmet Atıf ve Sait Halim Paşa da vardır.
^ Bu görüşe göre devletin kurtuluşu, halifelik makamının bütünleştirici etkisiyle Müslümanların bir çatı altında toplanmasıyla olacaktır.
^ Panislamizm olarak da nitelendirilen bu görüşe, Osmanlıcılık fikrinde olduğu gibi, en büyük darbe milliyetçilik akımından gelmiştir.
NOT: I. Dünya Savaşı’nda Kanal Cephesi’nde Müslüman Arapların İngilizlerle işbirliği yapıp Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmaları, ümmetçilik görüşünün geçerliliğini kaybettiğini göstermiştir.
3. Türkçülük (Turancılık):
^ Milliyetçilik akımından en son etkilenenOsmanlı toplumu, Türkler olmuştur.
^ Türkçülük fikrini ortaya atan Ziya Gökalptir. Bu görüşe göre devletin kurtuluşu, Türkler üzerinde oluşturulacak bir yönetimde görülmüştür.
^ Bu fikir rakımının savunucuları arasında Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin, Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı ve Mehmet Emin Resulzade de vardır.
^ Ancak bu görüş, daha sonraki dönemde İttihatve Terakkiciler tarafından benimsenmiş ve Pantürkizm (Turancılık) şeklinde yorumlanarak, bütün dünya Türklerinin bir çatı altında toplanması çalışmalarına dönüşünce, gerçekleştirilmesi hayal olmuştur. Enver Paşa’nın “Sarıkamış Harekâtı” Turancı düşüncenin etkisiyle yapılmıştır.
^ İttihat ve Terakkiciler döneminde devlet siyaseti haline gelen bu görüş Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde de etkili olmuştur.
^ Türkçülük görüşü, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasında etkili olurken; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında temel fikir olmuştur.
ÖRNEK SORU
Mustafa Kemal, “Hiçbir sınır tanımayarak dünyadaki bütün Türkleri bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu, yüzyılların ve yüzyıllarca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylar ile ortaya koyduğu bir gerçektir.” demiştir.
Mustafa Kemal bu sözüyle, Osmanlı Devleti’nin yıkılışı döneminde savunulan aşağıdaki fikir akımlarından hangisini eleştirmiştir?
A) Osmanlıcılık
B) Turancılık
C) Milliyetçilik
D) Batıcılık
E) İslamcılık
(2011 – KPSS) Cevap: B
4. Batıcılık:
^ Temelini Tanzimat ve ondan önceki yenilikçi padişah ve devlet adamlarından alan düşüncedir.
^ Bu düşünce Gerileme Dönemi’nde padişahlar, Dağılma Dönemi’nde Aydınlar tarafından benimsenmiştir. İçtihat isimli dergide Batıcılık düşüncesinin programı açıklanmıştır. Bu fikir akımının savunucuları arasında; Abdullah Cevdet, Celal Nuri ve Süleyman Nazif adlı aydınlar da vardır.
^ Devletin kurtuluşunu, Batı’nın ilerlemiş teknolojisini ve felsefi düşüncesindeki gelişmişliğini Osmanlı ülkesine getirmekte görmüştür.
^ Bu amaçla II. Mahmut Dönemi’nden itibaren Avrupa’ya öğrenciler gönderilmiştir. Amaç; Batı’dan bilimsel ve teknoloji gelişmelerin transfer edilmesidir.
^ Ancak Batılılaşma, bilim ve teknik alanlarından ziyade, kültürel alanda gerçekleşmiştir.
NOT: Osmanlı Devleti’nin Batılı ıslahatlar yapmaya başladığı ilk dönem Lale Devri (1718 -1730)’dir.
NOT: Batılılaşma, yeni Türk Devleti’nin de amaçları arasında yer almıştır. Günümüze kadar devam eden bir görüştür.
5. Adem-i Merkeziyetçilik (Federal Yönetim):
^ Ahrar (Hürler) Partisi’nin temel düşüncesi olan bu görüşte, azınlıkların, içişlerinde serbest dışişlerinde Osmanlı yönetimine bağlı kalması savunulmuştur. Ayrıca bu görüşe göre liberal ekonomiye geçilmesi gerektiği de belirtilmiştir. ^ Prens Sabahattin (Ahrar Fırkası’nın kurucusu) tarafından savunulan bu düşünce fazla etkili olamamış ve uygulanamamıştır.